Az önce “Bunları okudum!” bölümünde “Pardus staj başvurularına dair..” başlıklı bir yazıyı paylaştım sizlerle. Eğer “Bunları okudum!” bölümünden neyi kastettiğimi anlamadıysanız açıklayayım; günlüğümün sağ sütununda böyle bir bölüm mevcut. Burada Google Reader ile takip ettiğim ve beğendiğim yazıları yayınlıyorum. Günlüğe girdiğinizde bu yazıların başlıklarını görebilirsiniz. Eğer sürekli takip etmek isterseniz ayrı bir sayfa mevcut. Google Reader ile üye olmak isterseniz bu bağlantıyı kullanabilirsiniz. İlginizi çekeceğinden eminim.
Asıl yazmak istediğim meseleye geleyim. “Pardus staj başvurularına dair..” yazısında başvuru için gönderilen özgeçmiş belgelerinin büyük çoğunluğunun Microsoft Office ile yazılmış olduğu açıklanıyor. Konu ile ilgili yapılan yorum ise çok başarılı:
Gelen başvuru e-postaları çoğunlukla CV, kaynak kod ve niyet mektubu gibi ek materyaller içeriyordu haliyle. Dosya formatlarına gösterilen itinanın belirleyiciliği başta bir tartışma konusu idi. Örneğin “doc” uzantılı başvuruları değerlendirmeye dahi almaksızın geri çevirmek bile gündeme gelmişti. Sonuçta Pardus’un savunduğu değerler ve amaçları hakkında bu kadar bilgisiz olan ve en ufak araştırma yapmadan başvuru yapan kişiler ile ilgili ön yargısız davranmak pek kolay olmayacaktı. Fakat neticede bu başvuruları da kabul etmeye ve böyle bir sebeple insanları elememizin doğru olmayacağına kanaat getirdik. Yine de tablo son derece hazin idi.
Sonuç olarak: Yukarıdaki yoruma katılıyorum.
Biraz geç kalınmış bir yorum olacak ancak dayanamadım. Sanırım yukarıda bahsi geçen olay Türkiyedeki açık kaynak kod ve özgür yazılımın şu anki vaziyetini açıklamaya yeter. Sözünü ettiğim iki şeyin en güzel meyvesi olan Linux ve onun Türk elleriyle oluşturulmuş olan dağıtımı Pardus hakkında bilinenler ortada. Windows için “program” ibaresini kullanan güzide kullanıcılarımızın fazla bir şey bilmelerini beklemek saflık olacaktır, hele hele açık kaynak kod vs. gibi ıvır zıvır! için.
Not: Aktif yazışmalarıma 5 gün kaldı. Bilen bilir :D